Hollanda Bisikletleri dünyanın en pratik bisikletleridir. Cinsiyet ayrımı gözetmez ve uzun ömürlüdürler. Her türlü hava koşulunda çalışacak şekilde tasarlanmıştır ve neredeyse hiç bakım gerektirmez.

 Felemenkçe’de halk arasında ‘Oma Fiets’ veya ‘büyükanne bisikleti’ olarak adlandırılırlar.

 Omafietlerin görünümü 19. yüzyıldan beri neredeyse hiç değişmedi ve hala Amsterdam ve diğer Hollanda şehirlerinin kanallarında gezinirken görülüyor. Bu zamansız güzellikler, modern teknoloji kullanılarak klasik bir görünümle üretiliyor.

 Adının kökeni 1970’lerde olsa da, bahsedilen makine Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana çok az değişti.

 Omafiet bisikleti teknik açıdan tek vitesli ( vitessiz) , 28 inç / 635C jantlar, siyah bir çerçeve ve çamurluklar içerecek. Bunların arkası alt üçte birlik kısımda beyaza boyanmıştır. Zincir de tamamen kaplıdır. Aydınlatma sağlamak için genellikle yerleşik bir dinamoya sahiptirler. Çerçeve çelikten yapılmıştır ve aksesuarlarla birlikte ağırlıklar 25 kilogramı geçebilir. Yüksek gidonlar ve uzun bir gidon boğazı tarafından oluşturulan sürüş pozisyonu rahat ve arkadaş canlısıdır – büyükanne bisikletinde agresif olmak zordur. Çok fazla esneklik ve rahatlık sunuyorlar: sürücü bir şemsiye tutabilir (tüm güvenlik hususlarını inceledikten sonra!) Birçoğunun coaster tarzı frenleri vardır ( kontra pedal), böylece geriye doğru pedal çevirerek yavaşlayabilirsiniz.

 Neden bu kadar çok Hollandalı insan Büyükanne Bisikletine (Oma Fiets) biniyor?

 1. Oma fiets’in dişliler ve el frenleri gibi çok az ekstrası vardır Sağlam ve bakımı ucuzdur

2. Bisikletin girişi alçaktır, bu nedenle bisiklete hızlı bir şekilde binip inmek kolaydır.

3. Bisikletler darbelere  kesinlikle dayanıklı

4. Direksiyon, çok rahat olan dik bir sürüş pozisyonu için yüksektir. Dik stil, sürücünün daha iyi görmesini ve sürücü için daha fazla görünürlük sağlar.

5. Bisikletin daha geniş bir jel selesi vardır.

6. Bisikletin genellikle bir arka standı vardır, bu nedenle park edildiğinde bisiklet her iki taraftan da iyi desteklenir.

 Her Hollanda vatandaşının, bisikletleri birinci sınıf bir ulaşım yöntemi olarak kullanma konusundaki olağanüstü becerisine saygı duyulmasına şaşmamalı.

Benim bu faydalrı ve fazlasını sunan yepyeni tasarım önerim ise ekteki linkte:

19. yüzyılın başlarında ilk bisikletler icat edildiğinde, genç erkekler için tehlikeli oyuncaklar olarak görülüyorlardı. Pedallar doğrudan ön göbeğe monte edildiğinde, sürücünün bacakları arasındaki herhangi bir ek kumaş jant tellerine takılabilir. Çağdaş kıyafetleri elbiseler etrafında dönen kadınlar, yüksek tekerlekli (veya “penny farthing”) olarak bilinen bisikletleri kullanmaktan neredeyse dışlandı. Çünkü kadınların bisikletle ilgili ihtiyaçları erkeklerden farklı. Erkekler pantolon giyiyordu ve daha uzun bacakları vardı; yüksek bir tüpün üzerinden geçebilirken, elbiseli kadınlar bunu yapamazdı.

 Ardından, 19. yüzyılın sonlarında, J.K. Starley’nin Rover Güvenlik Bisikleti, akrobatik montaj gereksinimlerinden kaçındı ve eşleşen tekerleklere sahip zincir tahrikli bisikleti piyasaya sürdü. Pedalları tekerleklerden uzaklaştırarak, güvenlik bisikleti bisiklet sürmeyi önemli ölçüde daha az tehlikeli hale getirdi ve elbise giyen kadınların iki tekerlekli bisikletlerde yollarını bulmalarına izin verdi.

 1970’lere gelindiğinde, dünyanın çoğu bisiklet kadroları için iyi bir şekilde yerleşmiş cinsiyetçi terminolojiye sahipti: Erkekler üçgen kadrolara binerken, kadınlar kıyafetleri ne olursa olsun basamaklı bisikletler kullanmalıydır. Bu ayrımın ortadan kalktığı tek yer, 19. yüzyılın sonlarında altyapıya yapılan yatırımların ulaşım için bisiklet kullanımını teşvik ettiği Hollanda idi. Omafiets (büyükannenin bisikleti anlamına gelir) adı verilen ve güvenlik bisikletinden ilham alan bir step-through varyantı, Hollandalıların bu yeni bisiklet yollarında işe gidip gelmeleri için mükemmel bir araç haline geldi. Hollandalılar, basamaklı bir bisikletin düşük hızlı seyahat, sık inişler ve karışık giysiler – başka bir deyişle kullanışlılık için daha pratik olduğunu keşfetti.

 Step-through ( Z kadro), mümkün olduğu kadar çok sürücüye hizmet eden ve fayda sağlayan evrensel tasarımıdır.

 Bisiklet paylaşım programları neredeyse tamamı Step-through ( Z kadro) bisiklet kullanıyor çünkü amaç mümkün olduğu kadar çok sürücüye en fazla faydayı sağlamak.